Başakşehir deprem riski açısından iki pilot bölgede (Kayabaşı ve Bahçeşehir 2. Kısım) güncellenmiş bina envanteriyle ELER yazılımı ve HAZUS sınıflandırması kullanılarak beş senaryo deprem altında hasar tahmini yapıldı. Yeni yerleşimlerde ağır hasar beklenmiyor; risk dağılımı yapı tipi, kat adedi ve yapım dönemine göre anlamlı biçimde ayrışıyor. İlçe geneli için eski kod dönemine ait bazı tiplerde (C3L2) ağır hasar oranı daha yüksek; perde duvarlı orta katlı yeni tiplerde (C2M4) ağır hasar beklenmiyor.
Neden Bu Çalışma?
İstanbul’un yeni yerleşim bölgelerinde mevcut yapıların sismik riskinin ortaya konması, kamu güvenliği ve sürdürülebilir kentsel gelişim için kritik. Bu çalışma; Başakşehir’de iki pilot bölge seçerek (Kayabaşı, Bahçeşehir 2. Kısım) hem pilot alanlarda hem de ilçe genelinde senaryo deprem tehlikesi ve hasar tahmin analizi yürütüyor.
Yöntem Kısaca
- Bina Envanteri Güncellemesi: Saha çalışmaları ve ruhsat verileriyle pilot bölgeler ve ilçe geneli için envanter güncellendi, veriler QGIS’e aktarıldı.
- Analiz Aracı: ELER programı; HAZUS kırılganlık ve kapasite verileriyle kullanıldı. ELER’in tehlike modülleri PGA/PGV ve spektral ivme/deplasmanı üretirken, hasar tahmini spektral deplasman temelli yöntemlerle yapıldı (özellikle MADRS).
- Senaryo Depremler: Marmara’yı etkileyen dört tarihsel ve bir aletsel deprem senaryo olarak modellendi (1509, 1754, 1766, 1894, 1999).
Teknik not: Değerlendirmede IBC 2006 spektrumu ve MADRS yaklaşımı kullanıldı; performans noktası kapasite eğrisi ile talep spektrumunun kesişiminde tanımlandı.

Pilot Bölgeler Hakkında
- Konum & Stok: Kayabaşı ve Bahçeşehir 2. Kısım; ağırlıklı olarak yerinde dökme betonarme, çerçeve, perde ve ikili sistemlerden oluşan düzenli formlu yapı stoku.
- Kat Yüksekliği Dağılımı: Kayabaşı’nda binaların %59.76’sı 8 kat ve üzeri; %14.63’ü 4–7 kat; %25.61’i 1–3 kat.
Ana Bulgular
- Pilot Bölgelerde Hasar Profili: Senaryo depremler altında yeni yerleşim alanlarında ağır hasar beklenmiyor; hafif hasar yaygın, orta hasar sınırlı. Mesafe etkisi nedeniyle 1754, 1894 ve 1999 İzmit senaryolarında etkiler daha düşük.
- İlçe Genelinde Dağılım: 1509, 1754, 1766, 1894 ve 1999 için toplam ağır/orta/hafif hasar adetleri ve yüzdeleri Şekil 14–15’te özetlendi.
- Yapı Tipi Bazlı Risk:
- C3L2 (1–3 kat, eski kod dönemleri): Ağır hasar oranı özellikle 1766 Marmara’da %7.87, 1509 İstanbul’da %5.16 ile öne çıkıyor.
- C2M4 (4–7 kat, yeni perde sistemli): Tüm senaryolarda ağır hasar yok.
Ne İfade Ediyor?
- Yaş–Taşıyıcı Sistem–Kat Etkisi: Hasar olasılıkları; yapının yaşı (kod dönemi), taşıyıcı sistemi ve kat adedine duyarlı. Yeni yönetmeliklerle yapılmış perde duvarlı orta katlı binalar daha dirençli bir profil sergiliyor.
- Planlama İçin Yol Haritası: İlçe ölçeğinde envanterin güncellenmiş olması; kentsel dönüşüm önceliklendirmesi, probabilistik hasar çalışmaları ve farklı yazılımlarla karşılaştırmalar için sağlam bir temel sunuyor.
Saha ve Belediyeler İçin Öneriler
- Önceliklendirilmiş Tarama: C3L2 ağırlıklı bölgelerde hızlı tarama → gerektiğinde ayrıntılı değerlendirme.
- Gerçek Zamanlı İzleme: Olay sonrası hızlı karar için kritik binalara ivme sensörleri ve otomatik raporlama (StructHealth panelleriyle entegre).
- Veri Entegrasyonu: Envanter+coğrafi bilgi sistemi+izleme verisi birlikte ele alınmalı; risk gösterge panelleriyle karar vericilere sunulmalı.
Sınırlar ve Gelecek Çalışmalar
Bu çalışma deterministik senaryolarla yürütüldü; güncellenmiş envanter sayesinde probabilistik yaklaşımlarla (farklı yer hareketi modelleri, tekrarlama aralıkları) sonuçların karşılaştırılması önerilir.
Başakşehir Deprem Riski Sonuç
Bu çalışma, Başakşehir’de iki pilot bölgede güncellenmiş bina envanteri kullanılarak ELER–HAZUS çerçevesiyle yürütülen senaryo deprem analizlerinin bulgularını ortaya koymuştur. Elde edilen sonuçlar, yeni yerleşimlerde ağır hasar beklenmediğini; hasar olasılığının esas olarak yapı tipi, kat adedi ve yapım dönemine duyarlı olduğunu göstermektedir. Perde duvar içeren orta katlı yeni tiplerde (ör. C2M4) ağır hasar beklenmezken, eski kod dönemine ait bazı düşük katlı tiplerde (ör. C3L2) göreli risk artmaktadır. Bu tablo, “nereden başlamalıyız?” sorusuna veri temelli bir yanıt üretmekte; dönüşüm ve güçlendirme planlarında önceliğin yapı yaşı/taşıyıcı sistem kombinasyonuna göre kademelendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
İlçe genelinde riskin mekânsal olarak homojen olmadığı; kaynak–mesafe ilişkisi, yerel zemin koşulları ve stok kompozisyonunun birlikte etkili olduğu görülmüştür. Bu nedenle, belediye ve site yönetimleri için en rasyonel yol haritası: (i) envanterin düzenli güncellenmesi, (ii) riskli tiplerde hızlı tarama ve gerektiğinde ayrıntılı değerlendirme, (iii) kritik binalar için olay sonrası hızlı karar aldıran sensör tabanlı izleme ve otomatik raporlamadır. Böyle bir yaklaşım, yalnızca afet sonrası müdahaleyi hızlandırmakla kalmaz; bakım-planlama ve bütçe tahsisinde de şeffaflık sağlar.
Çalışmanın senaryo temelli olduğunun altı çizilmelidir. Gelecek adımda, probabilistik tehlike modelleriyle (tekrarlama aralığı ve yer hareketi belirsizlikleri dâhil) karşılaştırmalı analizler ve farklı yazılımlarla çapraz doğrulama önerilmektedir. Ayrıca, seçilmiş temsilci binalarda yapısal sağlık izleme uygulamalarıyla saha verisinin analitik öngörülerle birleştirilmesi, yerel karar vericilerin risk iletişimini güçlendirecek ve dönüşüm önceliklerini daha objektif kılacaktır.
Ayrıntılı yöntem ve tüm şekiller için bkz.
“Başakşehir’de Mevcut Yapıların Deprem Riski” (tam metin, DergiPark).